
Zeynep Arkan
Çaresi olmayan tüm belirtileri üzerinde taşıyor
Başkasında tanıyor mezarını kazdığı marazları
Kimine eksik kimine fazla gelen yanlarını
Herkesin her şeyi bildiği dünyada
Fazladan bir organ gibi taşıyor
Sarkıyor bedeni gözlerin çeperinden
Kimseyle buluşmuyor gözlerinin kahvesi
Bir rüyadan uyanır gibi kolları
Sınırlarını her gün yeniden çiziyor
Yaşayanları izlemezse her gün bir ekranın içinde
İzlemezse kısa süren dehşetle her gün
Belki birkaç saniye mutlu olur
“Kadınlığın sınırlarını kadınlar daraltıyor”
Marguerite Duras alıntısına dakikalarca bakıyor
Rüyalara bağımlı, geç uyanır uykudan
Kendisi için sever, kendisi için gider devrilecek ne varsa
Bir türlü konuşamaz kendi kendiyle
Gider boşluğunu tekmeler
Boşu boşuna boşu boşuna
Rüyasında ölmüştür bebek kokulu bir örtüyle
Sevgilisi yeniden doğurmuştur
Kadın İsa olmuştur, kanını emzirmiştir
Ekmeğini yemiştir, suyunu içmez susuzluktan
Döşeğinde uyutur çürükleri ve herkes bir ihtimale kapılıp gider
Rüyalara bağımlı, onu gördüğü tek yer
Çaresi olmayan tüm belirtileri üzerinde taşıyor
Her gün duvarın dibinde okunmamış mektuplar
Ucunu kedilerin ısırdığı kağıtlar
Başka hayatların acılarında kendini hatırlıyor
Sınır kelimesini bile hiç duymayan insanlar
Cüzzam yayıyorlar tüm belirtiler çaresiz
Bir işaret arıyor çevresinde kimse yok
Baktığı hiçbir şeyden zerre kadar
Şiir sızmıyor.
Buzdokuz, sayı 23, Temmuz-Ağustos-Eylül 2024